KSANTHOS SEXTUS MARCIUS PRISCUS TAKI


Kökmen Seyirci H. (Yürütücü)

Diğer Özel Kurumlarca Desteklenen Proje, 2016 - 2017

  • Proje Türü: Diğer Özel Kurumlarca Desteklenen Proje
  • Başlama Tarihi: Haziran 2016
  • Bitiş Tarihi: Haziran 2017

Proje Özeti

Ksanthos Antik Kenti günümüzde Antalya İli, Kaş İlçesi, Kınık Beldesi’nin hemen kuzeyinde yer almaktadır. 1838 yılında İngiliz Ch. Fellows Anadolu seyahatleri sırasında kaleme aldığı eserlerinde Ksanthos kentini ilk kez tanıtmıştır[1].  Fellows, Ksanthos Antik Kenti’ndeki kalıntılardan bahsederken proje konusu olan tak hakkında da kısa bilgiler vermekte aynı zamanda çağdaşı yapıların da burada var olduğundan bahsetmektedir[2]. İmparator Vespasianus Dönemi’nde bir Roma eyaleti olan Lykia’da da diğer eyaletlerde olduğu gibi çeşitli yapılar inşa edilmiştir. Bu dönemde Lykia’da yer alan Letoon Kutsal Alanı ile Kadyanda, Patara ve Korykos/Olympos gibi kentlerde çeşitli yapılar inşa edildiği yapı yazıtlarından anlaşılmaktadır[3]. M.S. 68 yılında meydana gelen deprem ve tsunami nedeniyle yapıların oldukça zarar gördüğü bilinmektedir[4]. Projeye konu olan “Sextus Marcius Priscus Takı”’nın da bu depremden sonra yapıldığı düşünülmektedir[5]. Tak ismini bölgede yaklaşık sekiz yıl görev yapan Vali Sextus Marcius Priscus’tan almaktadır[6]. Lykia Eyaleti’nde yer alan ve bu dönemde tarihlenen diğer yapılar bu valinin sorumluluğu altında inşa edilmiştir.  

Tak,  üzerinde yer alan yazıt ile M.Ö. 2. yy.’a tarihlenen ve kente girişi sağlayan daha erken bir kent kapısının hemen kuzeyine inşa edilmiştir[7]. Hellenistik kent kapısı üzerinde yer alan yazıtın içeriği şu şekildedir: “βασιλευς μεγας Αντίοχος αφιερωσεν τήν  πόλιν τήι Λητώι καί τώι Απολλωνι καί τήι Αρτέμίδί δία τήν προς αύτούς συνάπτουσαν συνγειαν”;  Büyük Kral Antiokhos kenti onlara olan kan bağı dolayısıyla Leto, Apollon ve Artemis’e ithaf etti (kutsadı)[8]. Takın önünde yer alan ve polygonal bloklardan oluşan bu kapıya ait duvarlar ve yukarıda sözü edilen yazıt, Hellenistik Dönem veya daha öncesinde bu alanın görkemli bir kent kapısına sahip olduğuna işaret etmektedir. Arşitrav bloğu üzerindeki yazıttan, anıtın Vali Sextus Marcius Priscus tarafından M.S. 68-70 yılları arasında İmparator Vespasianus onuruna yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Anıtın güney yüzünde, Fellows’un da yapı üzerinde yer aldığını belirttiği, arşitrav bloğu üzerindeki yazıt şu şekildedir: Ό δημος δια Σεξστυ υαρκιου Πρειςσκου  π [ ρες] βευτου αυ [του] επιμελθεντος [?] το εργον ; …….. Halk Meclisi elçisi olan ve bu işin yürütülmesinden sorumlu olan Sextus Marcius Priscus aracılığıyla (yaptırdı)[9].

Yerel kireç taşından inşa edilen tak, yarım yuvarlak kemeri 11 bloktan oluşan tek bir geçeneğe sahiptir. Yapı yaklaşık olarak 6.00 x 5.15 m boyutlarındadır. Kemer bölümünün üzerinde yer alan ve entablatür bölümünü oluşturan arşitrav ve friz blokları Dor stilinde yapılmışken, korniş blokları İon stilinde yapılmıştır. Bu nedenle ilginç bir mimari düzene sahiptir. Friz bloğunun üzerinin Leto, Apollon ve Artemis’in kabartma şeklinde büstlerinin yerleştirildiği alçak kabartmalar ile bezeli oldukları Ch. Fellows tarafından önerilse de sadece kemer aksında yer alan Leto büstü bugün görülebilmektedir[10]. Kapı üzerinde bu şekilde kabartmaların yer alması, Ksanthos’a 3 kilometre uzakta olan Letoon kutsal alanına giden yolun bu güzergâhta olması ile açıklanmaktadır.

İmparator Vespasianus Dönemi’nden günümüze ulaşan bu yapının mimarisi hakkında herhangi bir çalışma bugüne kadar yapılmamıştır. Tek çalışma oldukça yüzeysel olup sadece mimari bezemeleri içermektedir[11]. Cavalier, yapı hakkında kısa bir tanımlama yaptıktan sonra, mimari bezemeleri ile ilgilenmiş, yakın kentlerde yer alan birkaç takla karşılaştırma yaparak, entablatür bölümüne ait ionik korniş bloklarını çizmiştir. Diğer çalışmalarda ise ya sadece sözü edilmiş[12] ya da kısaca konumu, hangi düzende yapıldığı ve üzerinde yer alan yazıt hakkında kısa bilgilere yer verilmiştir[13]. 1844 yılında kenti ziyaret eden H. Rohde tarafından kara kalemle takın kuzey cephesi çizmiştir.

Roma İmparatorluk Dönemi’nde oldukça sık bir şekilde Roma’nın varlığı ve gücü tüm eyaletlerde çeşitli görkemli yapılar ile gösterilmeye çalışılmıştır. Bunlar arasında önemli bir yere sahip olan zafer ve onur takları Roma İmparatorluk Dönemi boyunca İtalya ve diğer bölgelerde oldukça popüler bir şekilde inşa edilmiştir. Pilinus, Naturalis Historia adlı eserinde takları Novicio Invento”,  yani yeni bir buluş olarak nitelendirmektedir[14]. Bu anıtlar imparatorların gücünü göstermek amacı ile yapılmakta ve sadece zafer amaçlı olarak inşa edilmemektedir[15]. Bilinen en erken tak Rimini’de bir olayı kutlamak için M.Ö. 27 yılında yapılmış olan kemerli bir kapıdır[16]. Ayrıca bu kapılar kentlere girişi sağlayan ana yollar üzerinde yer almaktadır. Kent kapılarının dini önemi ve Porta Triumphalis olarak nitelendirilmelerinin takların kökeninde kapıların ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu yansıtmaktadır[17]. Nitekim bu kapılar gerek taşıdıkları heykel, kabartma gibi unsurlarla kentte var olan kült yapısıyla ilgili ipucu vermeleri bakımından da önemlidirler.  

Sextus Marcius Priscus Takı’nın boyutları dâhil olmak üzere mimarisi hakkında bugüne kadar detaylı herhangi bir bilgiye yer verilmemiştir. Gerek konumu gerekse üzerinde yer alan yazıt ve kabartmalarla Anadolu Roma mimarisi içinde önemli bir yere sahip olan ve Vespasianus Dönemi’nden günümüze oldukça sağlam bir şekilde ulaşmış olan bu takın bugüne kadar detaylı bir şekilde çalışılmamış olması bu bağlamda bir eksiklik oluşturmaktadır. Ksanthos Antik Kenti’nde kente girişi sağlayan Hellenistik kapı (?) arkasında konumlanan takın, plan, kesit, cephe görünüşlerine ait çizimleri yapılarak, incelenmesi sonucunda Lykia ve Anadolu’nun Roma İmparatorluk Dönemi Dor mimarisi hakkında bilgiler edinilerek, literatüre bilimsel katkı sağlanacaktır. Ayrıca bu döneme tarihlenen diğer yapılar ile karşılaştırmalar yapılarak takın varsa özgün değerleri ve bu döneme tarihlenen diğer taklarla olan benzer ve farklı yönleri ortaya konulmaya çalışılacaktır. Böylelikle takın hangi tipte inşa edildiği ve taklar arasında tip olarak farklılıkların olup olmadığı da anlaşılacaktır. Bu kapsamda yapılan çalışmalarda ele alınan taklarla Sextus Marcius Priscus Takı’nın Anadolu’da yer alan diğer taklar ile yapısal karakter olarak uyup uymadığı irdelenecektir. Ayrıca üst yapısı hakkında bilgi sahibi olamadığımız Hellenistik Dönem’e ait kapı ile Sextus Marcius Priscus Takı’nın nasıl bir ilişki içerisinde olduğunu net bir şekilde anlamak, görünür vaziyette mümkün değildir. Alanda yapılan çizim ve detaylı incelemeler sonucunda kapılar arasındaki ilişki de ortaya koyulmaya çalışılacaktır. Böylece kentin güneyinden girişi sağlayan bu alanın dokusunun varsa Klasik Dönem’den, Roma İmparatorluk Dönemi’ne olan değişimine de değinilmiş olacaktır. Yazıtı ile kesin olarak tarihlenen tak, Ksanthos’taki ve Lykia Bölgesi’ndeki Dor düzenindeki diğer yapıların tarihlendirilmesi için de büyük önem taşımaktadır.