GEÇİCİ KORUMA ALTINDAKİ SURİYELİLERİN TÜRKİYE EKONOMİSİNE ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRMESİ


Creative Commons License

Taşdoğan C., Çağatay S., Değer Ç., Gül Z. B., Arık Ş.

Diğer Ülkelerdeki Kamu Kurumları Tarafından Desteklenmiş Proje, 2022 - 2022

  • Proje Türü: Diğer Ülkelerdeki Kamu Kurumları Tarafından Desteklenmiş Proje
  • Başlama Tarihi: Haziran 2022
  • Bitiş Tarihi: Ekim 2022

Proje Özeti

Türkiye'nin coğrafi olarak Suriye’ye komşu olan en güvenli ve en büyük bölge olması, 2011 yılında başlayan Suriye iç savaşı sonucu ülkelerinden ayrılmak durumunda kalan sığınmacılar için önemli bir geçiş ve varış ülkesi haline gelmesine neden olmuştur. Bu kapsamda Suriyelilerin sığındıkları ülke ekonomisine etkileri önemli bir tartışma alanı haline gelmiştir.

GKAS’lerin Türkiye işgücü piyasası üzerindeki etkilerine ilişkin mevcut çalışmalar, GKAS’lerin nedensel etkisini belirlemek için çoğunlukla GKAS’ın yoğun olarak yaşadığı sınır bölgelerindeki işgücü piyasalarını, yoğun olarak yaşamadıkları bölge işgücü piyasası ile karşılaştırmaktadır.

Bunlara ek olarak GKAS’ın Türkiye ekonomisi üzerine etkilerini istihdamın yanında farklı boyutlarda da ele alan çalışmalar bulunmaktadır. GKAS sonrası artan talebin tüketici fiyatlarına ve konut fiyatlarına etkisi, iç göçe ve bölgesel dış ticarete etkisi de inceleme konusu olmuştur.

Emek ve refah göstergeleri üzerindeki etkinin ötesinde, çeşitli makaleler GKAS’ın firmalar üzerindeki etkisini araştırmaktadır. Bu doğrultuda yapılan bir çalışmada GKAS varlığının Türkiye’de yeni kurulan

11

firma sayısı ve firma performansına etkisi araç değişkenler, farkların farkı ve sentetik kontrol yöntemleri kullanarak incelenmektedir. Sonuçlar, toplam firma girişi üzerinde anlamlı etkinin olmadığını gösterse de yabancı yeni sermayeli firma sayısında önemli bir artış olduğu belirlenmiş ve buna paralel olarak da sığınmacı barındıran illerde brüt kar ve net satışlarda yükseliş emarelerine rastlandığı iddia edilmiştir.

Bu çalışma literatürde yer alan spesifik bakış açısından farklı olarak GKAS’ın Türkiye ekonomisine etkilerini bütüncül bir yapı içerisinde tartışmaktadır. Çalışmada kullanılan yöntemlere kapsamlı olarak raporun ekinde yer verilmiştir. Buna göre, yaklaşılan konunun incelemesi için birincil veri seti ile ikincil veri setlerinin derlenmesinden hareketle Sosyal Hesaplar Matrisi oluşturulmaktadır. Elde edilen bu sosyal hesaplar matrisi de bir yazılım yardımıyla politika yapıcılara alternatif bir araç olarak sunulmaktadır.

Çalışmada, GKAS’ın yoğun olarak yaşadığı 11 ilde (İstanbul, Gaziantep, Hatay, Şanlıurfa, Adana, Mersin, İzmir, Konya, Ankara, Bursa ve Kilis) birincil verileri anket yardımıyla elde etme ve verilerin tutarlı bir şekilde nihai amaca uygun hale getirilmesi için ECOIMPACT projesi kapsamında Gaziantep’te pilot uygulama yapılmıştır.

Pilot uygulama neticesinde elde edilen çıktılar anket sorularının revizyonu ve anketin 11 ilde uygulanmasında karşılaşılabilecek potansiyel sorunların tespit ve çözüm önerileri için değerlendirilmiştir.

Çalışmada pilot uygulama deneyimleri ile gözden geçirilen soru setleri anket yöntemi kullanılarak 11 ilde birincil veri setleri derlenmiştir.

Anket çalışması, Türkiye’nin 11 ilinde ikamet eden (Adana, Mersin, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Hatay, Ankara, Konya, İstanbul, Bursa, İzmir) geçici koruma altındaki Suriyelileri, Suriyeli işletme sahiplerini, işçileri ve haneleri kapsamaktadır.

11 uygulama ilinde temsili örneklem büyüklükleri ve belirli göstergelere göre anket yapılmıştır. Anket yapılan tüm illerde grupların düzenlenmesinde meslek ağırlıkları dikkate alınmıştır. İşgücü anketleri kapsamında, erişimine zorlanılan meslekler için kartopu örneklem yöntemi kullanılmıştır.

Hanehalkı örnekleminin dağılımı kapsamında Adana, Gaziantep, Mersin, Hatay, Şanlıurfa ve İzmir illerinden ikişer, Kilis ilinden bir, Ankara ilinden üç ve örneklem sayısı en fazla il olan İstanbul’dan 10 ilçe seçilmiştir. İllerde seçilen her ilçede tesadüfi olarak ikişer mahalle seçilmiştir.

Anket yöntemine ek olarak GKAS’lerin çeşitli göstergeler üzerindeki etkisini incelemek amacıyla dışsal şokların etkisini analiz etmekte kullanılan farkların farkı yönteminden yararlanılmıştır.

12

Farkların farkı analizinde inceleme kapsamına alınan Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı 11 il olan Adana, Mersin, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Hatay, Ankara, Konya, İstanbul, Bursa ve İzmir şehirleri deney grubu kapsamına alınmıştır. İlk aşamada geri kalan 70 il kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Ayrıca alternatif olarak GKAS’lerin görece en az bulunduğu illerden bir kontrol grubu hazırlanarak analizler tekrarlanmıştır. Alternatif kontrol grubu olarak GKAS’lerin görece en az bulunduğu illerden Erzurum, Erzincan, Bayburt, Ağrı, Kars, Ardahan, Iğdır, Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Karabük, Zonguldak, Bartın belirlenmiştir.

Suriyeli girişimcilerin faaliyet gösterdiği 5 sektör düzeyinde girişim sayıları incelendiğinde göç şokunun toptan - perakende ticaret ve motorlu taşıt, motosiklet, ev eşyalarının onarımı ve ulaştırma, haberleşme ve depolama hizmetleri sektörlerindeki girişim sayıları üzerinde pozitif ve anlamlı etkisi tespit edilmiştir. Diğer yandan gayrimenkul, kiralama ve iş faaliyetleri, inşaat ve imalat sanayi sektörlerindeki girişim sayıları üzerinde Suriyeli göçünün anlamlı bir etkisi bulunamamıştır. GSYH üzerinde GKAS’lerin etkisi incelendiğinde ise pozitif ve anlamlı etki tespit edilmiştir. İhracat üzerinde ise şokun istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olmadığı görülmektedir. Panel veri ile GKAS’lerin Türkiye’deki istihdam üzerindeki etkisi Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS) Düzey 2 (26 alt bölge) verileri kullanılarak analiz edilmiştir.

Bulgulara göre bölgedeki GKAS’lerin yoğunluğunun istihdam oranı üzerinde negatif etkisi bulunmaktadır. Bu durum erkek ve kadın istihdam oranlarında da geçerlidir. GKAS yoğunluğundaki artış kadın istihdamını erkeklere göre daha olumsuz etkilemektedir. Bölgedeki yükseköğretim mezunlarının oranı her üç istihdam göstergesini de pozitif etkilemektedir. Yükseköğretim mezunu sayısı arttıkça kadın istihdam oranında meydana gelecek artışın, erkek istihdam oranındaki artıştan yüksek olacağı tespit edilmiştir. Ortalama günlük kazancın artması erkek istihdam oranını negatif etkilerken, kadın istihdam oranı üzerinde anlamlı bir etki saptanamamıştır.

Benzer şekilde genel istihdam oranı üzerindeki etki de anlamlı olarak tespit edilememiştir. Analiz sonuçlarına göre bölgedeki toplam girişim sayısının etkisi de anlamlı değildir. Diğer yandan bölgede sanayinin GSYH içerisindeki payının artmasının özellikle erkek istihdam oranını arttırıcı etkisi vardır. Sanayideki erkek istihdamının kadın istihdamının çok üzerinde olduğu düşünüldüğünde bu bulgunun anlamlı olduğu söylenebilir. GKAS’lerin konut fiyat endeksi üzerinde istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif etkisi bulunmaktadır. Bulgular, bölgelerdeki Suriyeli yoğunluğunun konut fiyat endeksini artırıcı etki yaptığına işaret etmektedir.

Lojistik regresyon modelinde bağımlı değişken olarak firma anketinde sorulan “Uzun vadede Türkiye’de kalmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna verilen yanıtlar kullanılmıştır. Bulgulara göre başlangıç düzeyinde Türkçe bilgisine sahip olanların Türkçe bilmeyenlere göre Türkiye’de kalmayı düşünme olasılığı 3.6 kat daha fazladır. Orta düzeyde Türkçe bilgi sahibi olmak da uzun vadede Türkiye’de kalma

13

olasılığını 3.5 kat arttırmaktadır. İleri düzey Türkçe bilgisine sahip olmanın etkisi de istatistiksel olarak %10 düzeyinde anlamlıdır. Odds oranı 2.2’dir dolayısıyla ileri düzey Türkçe bilgisine sahip olanların hiç Türkçe bilmeyenlere göre uzun vadede Türkiye’de kalmayı düşünme olasılığının 2.2 kat fazla olduğu söylenebilmektedir.

İş yeri sahibinin firmadan elde ettiği aylık ciro miktarı arttıkça Türkiye’de kalmayı düşünme ihtimali anlamlı şekilde artmaktadır. 100 bin-500 bin TL arası aylık ciro elde eden firma sahiplerinin 0-99 bin TL ciro elde eden firma sahiplerine göre Türkiye’de kalmayı düşünme olasılığı 3.5 kat fazladır. 500 bin üzerinde aylık ciro elde eden iş yeri sahipleri için ise bu oran 1.7 olarak tespit edilmiştir. İşletmenin faaliyet gösterdiği yerin mülkiyet durumu da Türkiye’de kalma kararı üzerinde etkilidir. Faaliyet yeri kendine ait olanların uzun vadede Türkiye’de kalma kararında olma olasılığının, kirada faaliyet gerçekleştirenlere göre 2.8 kat fazla olduğu tespit edilmiştir.

Son olarak iş yerinde toplam çalışan sayısı ve yardım alma durumunun da Türkiye’de kalma kararını etkilediği görülmektedir. Toplam çalışan sayısının artması uzun dönemde Türkiye’de kalma düşüncesi üzerinde pozitif bir etkiye sahiptir. Bunun yanında firmanın kuruluş aşamasında kurumsal destek gören, ülke içerisindeki ya da Suriye’deki yakınlarından parasal yardım alan ve uluslararası kuruluşlardan destek alan girişimcilerin, yardım almayanlara göre Türkiye’de kalmayı düşünme olasılığının yaklaşık 7 kat daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Lojistik regresyon analizi ile elde edilen bulgular çalışanın iş yerinde günlük çalışma süresi (saat olarak) arttıkça uzun vadede Türkiye’de kalma düşüncesi olumsuz etkilenmektedir. Çalışma koşullarının ağırlaşması geçici koruma kapsamında bulunan GKAS işgücünün uzun vadede Türkiye’den ayrılmayı düşünmesine neden olmaktadır. İşgücü anketine katılanlardan Türkiye’de kalmayı düşünmeyenlerin yaklaşık %30’u Suriye’ye geri dönmeyi düşünürken, yaklaşık % 70’i fırsat bulabilirse başka ülkeye gitmek istediğini belirtmiştir.

Diğer yandan işgücü anketine katılan kadınların uzun vadede Türkiye’de kalmayı düşünme olasılığı erkeklere göre 2 kat daha fazladır. Eğitim durumuna göre eğilim incelendiğinde ise genel olarak eğitim düzeyi yüksek olanların Türkiye’den ayrılma düşüncesinde olma olasılığının daha yüksek olduğu söylenebilir. Okuryazar olmayanlara göre ilkokul mezunlarının Türkiye’de kalmayı düşünme olasılığı 0.4 kat, genel lise mezunlarının 0.3 kat, mesleki ve teknik lise mezunlarının ise 0.15 kat daha düşüktür.

GKAS’lerden çalışmaya konu 11 ilde çalışanların, uzun vadede Türkiye’de kalma düşüncesi üzerine ikamet edilen il bazında farklılık olup olmadığı araştırılmıştır. Ankara, Gaziantep, İstanbul ve Hatay illerinde ikamet edenlerin Adana’da ikamet edenlere göre Türkiye’de kalma düşüncesine sahip olma olasılığı ortalama 2 kat daha fazla iken (odds oranları yaklaşık 2 dolayındadır), Şanlıurfa’da ikamet

14

edenler için bu olasılık 0.4 kat daha düşüktür. Bursa, İzmir, Konya, Kilis veya Mersin’de ikamet edenlerin düşüncelerinde Adana’da yaşayanlara göre istatistiki olarak anlamlı bir fark tespit edilememiştir.

GKAS’lerin Türkiye’de bulunma süresinin Türkiye’de kalma kararı üzerinde pozitif ve anlamlı etkisi olduğunu göstermektedir. Türkiye’de yaşanan süre 1 yıl arttığında uzun vadede kalmayı düşünme olasılığı 1.1 kat artmaktadır. Benzer şekilde hanehalkı sayısınına ait odds oranı 1.2 olarak tespit edilmiştir. Hanede yaşayan kişi sayısının 1 kişi artması uzun vadede Türkiye’de kalmayı düşünme olasılığını 1.2 kat arttırmaktadır. Hanede aylık olarak tasarruf yapabilen kategorisindeki ailelerin uzun vadede Türkiye’de kalmayı düşünme olasılığının daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Tasarruf yapabilenlerin, tasarruf yapamayanlara göre Türkiye’de kalmayı düşünme olasılığı 0.7 kat daha düşüktür.

Bursa, Gaziantep, İstanbul, Konya, Hatay, Kilis ve Mersin’de ikamet eden hanehalklarının Adana’da ikamet edenlere göre Türkiye’de kalmayı düşünme olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Kilis’te yaşayanların Adana’da yaşayanlara göre Türkiye’de kalmayı düşünme ihtimalinin 63 kat daha fazla olmasının nedeninin Kilis’in Suriyeli yoğunluğu en yüksek il olması olabileceği düşünülmektedir. Kilis nüfusunun yaklaşık %38’ini GKAS’ler oluşturmaktadır. Suriyelilerin şehirde oluşturduğu komünitenin genişliği, topluluk arası bağların yoğunluğu, Kilis’in Suriye’ye olan yakınlığı gibi etmenlerin uzun dönemde Türkiye’de kalma kararı üzerinde oldukça etkili olduğu tahmin edilmektedir.

Diğer iller incelendiğinde ise İstanbul’da yaşayan Suriyelilerin Türkiye’de kalmayı düşünme ihtimali Adana’dakilere göre 17 kat daha fazla olduğu, bu oranın Konya’da ikamet edenler için 13, Hatay’da ikamet edenler için 7, Gaziantep’te ikamet eden Suriyeliler için 5 olduğu tespit edilmiştir. Son olarak anketlerden edilen birincil veri setleri parametrik ve parametrik olmayan analizlerde kullanılarak Sosyal Hesaplar Matrisi ve hedeflenen yazılım programı veri seti oluşturulmuştur. ECOIMPACT projesinin bütüncül analizlerde kullanılacak çıktılara ulaşması için Türkiye’de kullanılan Girdi-Çıktı Matrisi güncellenerek, Sosyal Hesaplar Matrisi hazırlanmıştır. Bu raporda ayrıca söz konusu matrislerin elde edilme yöntemleri ve potansiyel çıktılarının teorik temelleri ile matematiksel modellerin türetilmesine de yer verilmektedir.