İzafiyet ve Kuantum Düşüncesinin Açıklanmasında Dilin Sınırları ve Sanata Yansıması


DOĞRUCAN A., Yıldırım Z.

9. Ulusal Mantık Matematik Felsefe Sempozyumu, İzmir, Türkiye, 6 - 09 Eylül 2011, ss.10-20

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İzmir
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.10-20
  • Akdeniz Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

Dünyayı açıklamaya dair bilimsel ve sistematik yaklaşım Newton ile başlamış ve ortaya koyduğu ilkelerle Aristoteles’nun evren görüşünü sarsmıştır. Klasik fiziğin temellerini sarsan ve fizik yasalarının yeniden şekillenişine yol açan ise modern fizik olmuştur. Modern fiziğin doğuşunda iki kuram mevcuttur; bunlardan ilki Einstein’ın izafiyet teorisi, ikincisi kuantum teorisidir. Fizik kendi alanında bu gelişimi gösterirken, fizikteki yenilikler ve değişmeler hemen her alana yayılmıştır. Kompleks bir yapıya sahip olan insan doğasını hem açıklamak hem de anlatmak için kullanılan dil, bilimin bu gelişmelerinden etkilenmiş, dolayısıyla bu etki sanatta da kendini göstermiştir. Düşüncenin form kazandırılmış hali olarak sanat, düşünce tarihinin her safhasında payına düşeni almış ve buna bağlı olarak kimi zaman kendi tartışma konularını yaratmış kimi zaman etkilendiği düşünce sistematiğinin sahip olduğu problemleri aşmaya çalışmıştır. Bu durum izafiyet teorisi ve kuantum fiziğinin etkili olduğu dünyada da kendini göstermiştir. Her ne kadar kuantum teorisi, düşünce dünyasını etkilemiş olsa da, Aristoteles’dan günümüze kadar kullanıla gelen dilin determinist bir özellik göstermesi nedeniyle izahı kolay olmamıştır. İzafiyet ve kuantum teorileri sonrası ortaya çıkan gelişmeler, yeni düşünce tarzlarını ortaya çıkarırken aynı zamanda kendine has dili olması gerekliliğini de göstermiştir. Sanat da bu problemin etkisini taşımakta, bünyesindeki geleneksel tavır ile günümüz dünyasının dil probleminden belirlenmekte ve gelişen kitle iletişim araçlarıyla geniş kitlelere ulaşabilen sanatı, dilsel açıdan bir belirsizliğe götürmektedir. Bu belirsizlik etkilenmiş bulunduğu kuantum ve izafiyet teorilerine bağlı olarak, kimi zaman anlamsız, kendi döngüsü içerisinde belirlenen ve cüzi iradeyi kabul etmeyen bir amaçsızlık durumunu, kimi zaman en küçük detayla evreni şekillendirilebilen ve cüzi iradeye çok yüksek değer veren bir tutumu insanlara yansıtmıştır.  

Bu bildiride, izafiyet ve özellikle kuantum teorisi anlaşılmaya çalışılırken, düşünce ve dilde karşılaşılan sorunlar araştırılacak ve kuantum düşüncesinin izahı için nasıl bir dil kullanılması gerektiği, buna bağlı olarak da sosyal bir sorumluluğu olan sanatın, bu dilden nasıl etkileneceği ve sosyal hayatta nasıl bir etkiye sebebiyet vereceği değerlendirilecektir.