Güneybatı Anadolu'dan "black on red" tekniğinde üç arkaik krater-dinos


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Akdeniz Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arkeoloji, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2002

Öğrenci: Üftade Muşkara

Danışman: BURHAN VARKIVANÇ

Özet:

Tez konusunu, Antalya ve Burdur Müzeleri 'nde bulunan, biribirleri ile form ve bezeme bakımından ilişkili üç krater-dinos oluşturmuştur. Vazoların dinosları andıran formlarına karşın kulp ve kaidelerinin olması adlandırılmalarında zorluklar yaratmaktadır. Genel form ve ayrıntı benzerlikleri nedeniyle krater-dinos terimi tercih edilmiştir. Bu eserler buluntu yerleri ve boyama özellikleri göz önünde bulundurulduğunda Güneybatı Anadolu seramik sanatında "black on red" boyama tekniği olarak adlandırılan ve geometrik, bitkisel ve çizgisel bezekler yanında hayvan figürleri de içeren bezeme geleneği kapsamına girmektedirler. Uylupınar vazosu, bitkisel bezemeli metop ve kullanılan lotus-palmet bezeğinin formu açısıdan Batı Anadolu oryantalizan stilininin etkilerini de yansıtır. Karaburun III ve Korkuteli krater-dinosları ise daha yalın ve çizgisel bir bezeme anlayışında boyanmıştır. Anadolu Demir Çağ seramiği genel olarak boyama tekniklerine ya da bezeme sistemine göre gruplandırılmaktadır. Ancak, bu grupların birbirileriyle ortak özelliklerinin bulunması ve birbirine çok yakın alt grupların varlığı yanında mevcut malzemenin yetersizliği, tanımlanması ve tarihlenmesi problemli olan Güneybatı Anadolu ve "black on red" seramiklerinde böylesine bir ayırım yapılması için henüz erken olduğunu göstermektedir. "Black on red" tekniğinin uygulanması, M.Ö. 8. yy.da başlar 5.yy.la kadar uygulanmaya devam etmiştir. Buluntuların sınırlı olması nedeniyle farklı atölyelerden sözetmek henüz mümükün değildir. Form özelliklerine göre kaplar, aynı atölyeden veya birbirlerine yakın çıktığını ekollerin eserleri olmalıdır. Bununla da, Kuzey Likya'da, ya da Likya'nın kuzeyinde İon ve Karya sanatının etkisinde kalmış ancak yerel stili de devam ettiren bir atölyenin varlığından söz etmek mümkün olmaktadır. Eserlerin ele geçtiği coğrafya, kültürler arası geçiş bölgesi niteliğindedir. Bu nedenle yörenin ve atölyenin Grek sanatından çok, Batı Anadolu'da, oryantalizan stilin önemli ekollerinin etkisinde kalmış olması muhtemeldir. Bezeme stili ve form karşılaştırmaları sonucunda Uylupınar, Karaburun III ve Korkuteli krater-dinosları formsal ve bezeksel açıdan birbirinden ayrılamayacak karakteristik özellikler taşıdıkları ve kapların Geç 7.yy. ile erken 6.yy. arasında yapıldıkları saptanmıştır.