Desmopressin kullanılması sonucu organlarda görülen histo-patolojik değişiklikler


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Akdeniz Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Anesteziyoloji Ve Reanimasyon, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2004

Öğrenci: Göksel Kütük

Danışman: ATİLLA RAMAZANOĞLU

Özet:

Anesteziyoloji ve reanimasyon kliniği uygulamaları içinde beyin ölümü ve diabetes insipidus ile sıklıkla karşılaşmaktayız. Bu hastalarda ciddi sıvı ve elektrolit kayıplarına, hemodinamik instabiliteye ve sonuçta donör organ fonksiyonlarında bozukluklara neden olabilen diabetes insipidusun tedavisinde desmopressin kullanmaktayız. Bir çok çalışmada desmopressin tedavisi ile sıvıelektrolit ve hemodinami konularında olumlu etkiler elde edildiği bildirilmiştir. Bunun yanı sıra desmopressin uygulamaları sırasında yan etki olarak trombüs oluşumu ve tromboemboli gelişebileceği bildirilmiştir. Bu nedenle beyin ölümü gelişen hastalarda kullanımı sırasında olumsuz etkileri ile transplante edilecek organ fonksiyonlarında bir bozukluğa yol açabileceği konusunda kuşkular doğmuştur. Desmopressinin organlar üzerine olumsuz etkilerini histopatolojik olarak göstermeyi düşündüğümüz deneysel çalışmamızda wistar cinsi ratlardan 3 grup oluşturduk. Her grup 10 rattan oluştu. Kateterizasyon (invaziv arteriyel, santral venöz, transvezikal idrar kateteri) ve monitorizasyon (orta arter basıncı, orta santral venöz basınç) sonrası tüm gruplara 25 ml.kg-1.saat-1 serum fizyolojik infüzyonu başlandı. Kontrol grubuna desmopressin uygulanmadı. 2. gruba düşük doz (1,5 ?g.kg-1) , 3.gruba ise yüksek doz (4,5 ?g.kg-1) desmopressin uygulandı. Başlangıç hemodinamik ölçümlerin başlama değerleri alınarak 60 dk. aralarla ölçümler tekrarlandı ve kaydedildi. 4.saat sonunda kan gazı analizi için kan numunesi alınarak laparatomi ve torakotomi uygulandı. Pankreas, karaciğer, böbrekler ve kalp damarları ile beraber çıkarıldı. Ve histo-patolojik inceleme yapıldı. Çalışmamızın sonucunda; 1-İncelenen dokulardan böbrekler ve karaciğerde özgün olmayan değişiklikler gözlendi ve değerlendirme yapılmadı. Kalp dokusu incelemesinde ise histo-patolojik değişiklikler saptanmadı. Pankreas dokusu incelemelerinde ise tesbit edilen histo-patolojik bulgular anlamlı olarak değerlendirildi ve patolojik bulguların şiddeti skorlandı. Grupların skorları karşılaştırıldığında pankreas kapiller endotel hücrelerinde yüksek doz desmopressin kullanılan grubun skoru diğer gruplara göre anlamlı derecede yüksek bulundu. 2-Yaptığımız hemodinamik ölçümlerde (orta arteriyel basınç, orta santral venöz basınç, kalp atım hızı) desmopressin kullanılan gruplarda kontrol grubuna göre daha iyi değerler kaydedildi. Sonuçlar desmopressinin hemostaz üzerine olumlu etkileri ile uyumlu idi. Tüm gruplarda metabolik asidoz, hipotermi, idrar çıkışında azalma tesbit edildi. Bu olumsuz değişikliklerden kateterizasyon sonucu oluşan hemoraji ve deneysel çalışmalarda uzun etkili olduğu için sık kullandığımız anestezik ajan etil karbamat sorumlu tutuldu. Sonuç olarak yüksek doz desmopressin olumsuz histo-patolojik değişikliklere neden olabilmektedir. Düşük dozlarda kullanımının istatistiksel olarak anlamlı olumsuz histo-patolojik değişikliklere yol açmadığını tesbit ettik. Desmopressinin olumsuz etkilerinin aydınlatılması için daha fazla kontrollü klinik ve deneysel çalışmalara ihtiyaç olduğu sonucuna vardık.